1. Anasayfa
  2. Haberler
  3. Güncel
  4. Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesinden 17 Ağustos depreminin yıl dönümünde önemli uyarı: Zemin koşullarının yapı güvenliğini belirlediği unutulmasın

Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesinden 17 Ağustos depreminin yıl dönümünde önemli uyarı: Zemin koşullarının yapı güvenliğini belirlediği unutulmasın

Türkiye’nin yaşadığı en acı deprem tecrübelerinden biri olan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin  25’inci yıldönümünde Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesinden önemli uyarılar geldi. Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu açıklamasında, “Binaların sağlamlığı kadar, zemin koşullarının da yapı güvenliğini belirlediğini unutmamalıyız. Zemin etüdü çalışmalarının eksiksiz bir şekilde yapılması ve bu çalışmaların projelere doğru bir şekilde entegre edilmesi zorunludur” ifadeleri dikkat çekti.

  • | Son Güncelleme:
  • | Egeli Gazete

Türkiye’nin yaşadığı en acı deprem tecrübelerinden biri olan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin  25’inci yıldönümünde Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesinden önemli uyarılar geldi. Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu açıklamasında, “Binaların sağlamlığı kadar, zemin koşullarının da yapı güvenliğini belirlediğini unutmamalıyız. Zemin etüdü çalışmalarının eksiksiz bir şekilde yapılması ve bu çalışmaların projelere doğru bir şekilde entegre edilmesi zorunludur” ifadeleri dikkat çekti.

Açıklamada şu bilgiler verildi: “25 yıl önce, 17 Ağustos 1999 tarihinde, Türkiye'nin yaşadığı en yıkıcı depremlerden biri olan Kocaeli-Gölcük Depremi, binlerce insanın hayatını kaybetmesine, yüz binlerce kişinin evsiz kalmasına ve büyük bir ekonomik kayba neden olmuştur. Bu deprem, ülkemizin deprem kuşağında yer aldığı gerçeğini acı bir şekilde hatırlatırken, yer bilimleri ve jeofizik mühendisliğinin ne denli hayati öneme sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Jeofizik mühendisleri olarak, yer altı yapılarının ve zemin dinamiklerinin incelenmesi, deprem risklerinin belirlenmesi ve topluma güvenli yaşam alanlarının sağlanması konusunda sorumluluklarımızı en üst düzeyde yerine getirmeye çalışıyoruz. 17 Ağustos 1999 depreminden elde edilen veriler, depremin büyüklüğü ve zemin davranışlarının nasıl bir felakete yol açabileceğini gösterdi. Bugün, gelişmiş jeofizik yöntemler ve teknolojiler sayesinde, bu tür felaketlerin etkilerini azaltmak için daha detaylı çalışmalar yapmaktayız. 


Depremin ardından geçen 25 yıl içerisinde, jeofizik mühendisleri olarak birçok önemli ders çıkardık ve bu dersleri toplumla paylaşmaya devam ediyoruz. Ancak, hala yeterli önlemlerin alınmadığına ve bazı kritik adımların atılması gerektiğine dikkat çekmek istiyoruz: Binaların sağlamlığı kadar, zemin koşullarının da yapı güvenliğini belirlediğini unutmamalıyız. Zemin etüdü çalışmalarının eksiksiz bir şekilde yapılması ve bu çalışmaların projelere doğru bir şekilde entegre edilmesi zorunludur. Deprem zararlarının en aza indirilmesinde, uygun yerleşim alanlarının belirlenmesi ve zemine uygun bina yapımı kadar, mevcut yapı stoğunun, depreme karşı dayanıklılık kontrolünün yapılarak, yapının durumuna göre güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması önem arz etmektedir. Riskli binaların taranıp tespit edilmesinde, yapıya hasar vermeden binanın dayanıklılığını inceleyen Jeofizik Mühendisliği yöntemlerinden yararlanılmalıdır. Jeofizik Mühendisleri; elektronik cihazlar kullanarak yapıya hiçbir zarar vermeden yapı görüntülerini çıkarmakta ve bu görüntüleri yorumlayarak yapı hakkında destekleyici bilgiler vermektedir.”
 

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz