İzmirli gazetecilerden çok konuşulacak Buğra Gökce yorumları: Opera Binası ve Buca Metrosu ihalelerini açıklamak zorunda

İzmir’in uydu yayını yapan tek televizyon olan BİR TV’de “Söz Meclisten içeri” programında bu hafta da gazeteciler kentin önemli gündem maddelerini değerlendirdi. Egeli Gazete İmtiyaz Sahibi Mustafa Yılmaz, BİR TV Genel Yayın Yönetmeni Ümit Yaldız, BİR TV Yönetim Danışmanı Hanzade Ünuz ve Ege’de Son Söz Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Yapar’ın katıldığı programda Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Buğra Gökçe’nin açıklamalarıyla ilgili değerlendirmeler dikkat çekti. Gazeteci Yapar’ın, “Gökce aday da olsa, başkan da olsa Buca Metrosu ve Mavişehir’deki Opera Binası ihalelerini açıklamak zorunda” ifadeleri dikkat çekti. BUNLARI İZAH ETMEDEN BAŞKANLIK YAPAMAZ Gökce’ye iki soruşturma açıldığını vurgulayan Yapar şöyle konuştu: “İki zimmet var. Tam adaptif akıllı trafik sistemi denilen bir İZUM sistemi var. Buradaki zimmet hikayesi ayrı. Mustafa Kemal Sahil Bulvarı’nda çıkan zimmet var, alt geçit karayolu hikayesi. Ödemiş’teki hikaye ayrı. Çeşitli soruşturmalar var. Soyer’in ‘kınama cezası verdi’ dediği hikayede de burada bir ceza var mı yok mu bir işlem yapılıyor. Onunla ilgili teftiş kurulu inceleme yapıyor. İdari olarak başkan yoluyla kınama veriliyor, o kınamayı neden bana verdin diye bir değerlendirmesi var. O kınamayı yargıya götürebilir. En tartışmalı konui Karşıyaka Mavişehir’de yarım kalan Opera Binası. İhaleyi yapan Buğra Gökce, oradaki süreçlerle ilgili her şey ona bağlıydı. İhaleden çekilen ve teminatı yakılan eski parti meclis üyesi var, gitti. Avusturyalı bir firma vardı sonra çekildi. İhaleyi taşere edenler var. Gökce, Opera Binası süreciyle Buca Metrosu sürecini kamuoyuna tüm çıplaklığıyla açıklamadan bu kentte aday olsa da belediye başkanı olsa da bunları izah etmeden başkanlık yapamaz. Mutlaka peşinden gelecek iki önemli konu var. İZUM’u başka birine atabilirsiniz, Ödemiş çöpünü başka bir yere atabilirsiniz. Buca Metrosu onun aynı zamanda gidiş sürecidir. Buca Metrosu’nda bir tarafta Nurol diğer tarafta Gülermak firmaları var. Bunları açıklamak zorunda. Açıklamadan aday olsa da adaylığında açıklamak zorunda, başkan olsa da başkanlığında açıklamak zorunda.” İHALELERİN KİMLERE VERİLECEĞİNE KARAR VEREBİLEN GÜÇLÜ BİR GENEL SEKRETERDİ Aziz Kocaoğlu için Buğra Gökçe’yi yoktan var eden bir isim demek gerektiğini ifade eden Yapar, “Kocaoğlu Gökce’ye yeniden hayat verdi. Kocaoğlu’nun Gökce’ye bakışı belli. Aziz Başkan kendisi ayrıldıktan sonra Soyer ile devam edebilen genel sekretere mesafeli yaklaşmıştı. Ardından çeşitli toplantılarda Kocaoğlu’nun kendisine sorulduğunda, ‘Gökce’ye kefil değilim, ona referans olmuyorum. Hiçbir şeyinden mesul değilim’ demişliği ve ithal bulduğunu da söylemişliği var. Bu yayılınca bazı isimler üzerinden başkana elçi ve mesaj gönderdiği orada da başkan ‘karşı değilim’ dediği biliniyor. Şu anda mesafesi nötr ama Aziz Başkan dediğiniz destek vermiyor. Soyer’de de ‘Kardeşim, seni çok seviyorum, belediyeyi emanet ediyorum’ deyip her şeyi açtığı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu döneminde ilerlediği yolun en az 50 katını Soyer döneminde ilerlemiş bir figürden bahsediyoruz. Neredeyse belediyenin kontrolünü tamamen ele geçirmiş, ihaleleri kimlerin alacağından tutun da kimlere verileceğine kadar her şeye karar verebilen güçlü bir genel sekter. Zaman zaman başkanın ailesi olmak üzere birçok kesim tarafından ‘Bu adam senden daha fazla ön planda’ tartışılmış bir isimdi’ eleştirileri de oldu” dedi. TUNÇ SOYER BAŞARISIZSA SON 2.5 YILINDA GÖKCE’NİN DE PAYI VARDIR BİR TV Genel Yayın Yönetmeni Ümit Yaldız da Buğra Gökçe’nin, “Bir yetersizlik görülmüş ki İzmir’de aday arayışlarına girilmiş” sözlerini yadırgadığını belirterek şöyle konuştu: “Tunç Soyer’in 2.5 yılında Buğra Gökçe Genel Sekreter olarak var. Orada bir yetersizlik, bir başarısızlık varsa, bu aynı zamanda Buğra Gökçe’nin de başarısızlığıdır. Ayrıca Gökçe, ‘Kocaoğlu beni desteklemesin ama negatiflik üretmesin yeter’ diyor. Gölge etmesin başka ihsan istemem demek bu. Kocaoğlu Gökce ile İzmir’i buluşturan, Gökce’yi keşfeden, jet hızıyla Genel Sekreter yapan ve bundan dolayı kendi bürokrasisinde yoğun eleştirilere uğradı. Erhan Bey ayrıldı oradan küstü. Deyim yerindeyse Gökce ve İzmir hikayesinin ana sebebi kendisi. Negatiflik üretmesin cümlesini Kocaoğlu okuduysa muhtemelen baya bir negatiflik üretir diye tahmin ediyorum.” GÖKCE’NİN İTHAL ADAY İDDİALARINA CEVABI Egeli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Yılmaz da, Gökce’nin Tunç Soyer dönemi için “Yeterli görülmeyen bir durum var ki yeni aday arayışını girildiğini söyleyerek şunları söyledi: “Gökce 38. CHP Kurultay’ı sırasında İzmirli delegelerin etrafını sarıp İzmir’den aday olmasını istediğini söylüyor. Bu önemli bir konu.  Gökce, ithal iday iddilarına karşı da 2008 yılından beri evinin İzmir’de olduğunu, İstanbul Büyükşehir Belediyesine 1.5 yıl için gittiğini söyledi. İzmir’i Kurul Başkanlığı ve Genel Sekreterlik görevlerinde iyi tanıdığını, tüm köy ve sokaklarını bildiğini vurguladı. Gökce’nin aktardığı Özgür Özel görüşmesi de önemli. Özgür Özel’e de sormuş ve Özel de gitmiş ve demiş ki Gökce, ‘İzmir’den aday olacağım ve istifa edeceğim ama genel sekreter yardımcılığı görevi CHP için önemli. Orada ihtiyaç var sen orada önemlisin istifa etme diyorsanız istifa etmeyeyim.’ Özel demiş ki ‘Hayır istifa et.’ Bu iki türlü yorumlanabilir. Birincisi; ister istifa et ister etme biz senin yerine adam buluruz. Diğer bir yorumu ise; evet biz seni İzmir’e Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak düşünüyoruz istifa et’ olabilir.” TUN SOYER GÖKÇE’YE, “SENİ CAMDAM ATARIM, BİR DAHA İSTİFA İÇİN GELME” DEMİŞ BİR TV Yayın Danışmanı Hanzade Ünuz da, “Buğra Gökçe, Tunç Bey’den daha iyisi yapabileceğini düşündüğünü söyledi. İsim vermeden bugünkü yönetim diye söyledi. Aziz Kocaoğlu döneminden sonra Tunç Bey kazandı. Göreve geldi. Bu konuda uzun süre Tunç Bey’e brief verdiğini anlattı Gökce. Bu briefleri verirken görevden istifa edeceğini söylediğini Tunç Bey’e aktardı. Tunç Bey de, ‘Seni camdan atarım bir daha böyle bir şeyle bana gelme’ demiş. Şunu da söylüyor, İmamoğlu’na bu konuyu aktardığında İmamoğlu da İzmir’den böyle talepler olduğunu ben de duydum demiş. İzin istemiş Ekrem Bey’den. Ekrem Bey, ‘Yapamayacağını düşünsem gaza gelme derim ancak bu senin bileceğin bir yol senin kararın’ diyerek kararında serbest bırakmış” dedi.