1. Anasayfa
  2. Haberler
  3. Sağlık
  4. Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Ersoy’dan aşıklara bilimsel uyarı: Terapiste görünmeden evlenmeyin

Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Ersoy’dan aşıklara bilimsel uyarı: Terapiste görünmeden evlenmeyin

Hayatlarımızın odak konularından biri olan “aşk”ı ele aldık ve konuyla ilgili sorularımızı başarılı bilimsel çalışmalara, kitaplara imza atan Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Akif Ersoy’a yönelttik. Röportajımızın ilk bölümünde aşkın anlamını, tanımını, hastalıklarını, tedavisini konuştuk ve önemli tavsiyeler aldık. İlki “Bir psikiyatriste görünmeden evlenmeyin”, ikincisi “Aşık olduğun kişiyle evlenmemen gerekir. Aşkın geçtikten sonra hala evlenmek istiyorsan o zaman doğru kararı veriyorsun demektir”, üçüncüsü “zıtlar birbirini çekici bulur ama bu uzun vadede iyi bir durum değildir”

  • | Son Güncelleme:
  • | Egeli Gazete

- Egeli Gazete Yazı İşleri Müdürü Efsun Erbalaban Yılmaz: Hocam aşk nedir?

 

- Prof. Dr. Mehmet Akif Ersoy: Soruların belki en zoru en karmaşıklarından birisi. Aşk aslında birçok şeydir. Bir tarafından baktığınızda sağlıklı güzel ve belki de olmadan yaşanamayacak bir şeydir ancak diğer tarafından baktığınızda aşk bir işkencedir. Aşk için işlenen cinayetler var. Burada herhalde aşkı tırnak içinde almak lazım böyle bir duyguya aşk mı denir? Dolayısıyla aşk bir şeyi çok istemektir. Bir şeyi dedim çünkü bir insan sadece bir insana değil bir nesneye de aşık olabilir bir hobiye de aşık olabilir aşk bir ihtiyaçtır ve bu ihtiyacın karşılanıp karşılanamayacağı ile ilgili duyduğu bir heyecandır. Aşk birçok şeydir

 

- Aşk psikiyatrik bir durum mudur?

 

- Bir noktadan sonra evet eğer aşk duygusu size yanlış bir tercih yaptırıyorsa o zaman psikiyatrik bir durumdur. Psikiyatride biz normali neye göre ayırt ediyoruz? İşlevselliğe göre ayırt ediyoruz. Freud ruh sağlığını sevmek ve çalışmak “lieben und arbeiten” diye tanımlamış. Sevmek ve çalışmak, üretmek. Demek ki üretkenlik, işlevsellik üzerinden bir tanım yapacak olursak aşk eğer işlevselliği bozuyorsa orada bir problem vardır.

 

- Hastalık diyebilir miyiz?

 

- Diyelim ki birisini çok seviyorum. O kadar aşığım ki ona, yine tırnak içinde kullanacağım çünkü yine ‘gerçek aşk bu mu?’ diyeceğiz. Birisine o kadar aşığım ki çok korkuyorum beni bırakıp gitmesinden korkuyorum, ölesiye korkuyorum ve en ufak bir ipucunda acaba beni aldatıyor mu acaba gidecek mi diye endişeleniyorum. Sizce bu sağlıklı mı? Kıskanmaya başlıyorum bu sefer çok hastalarımızdan duyduğumuz şeyler. Günde 10 kez eşini, sevgilisini arıyor. Neredesin? Görüntülü konuşalım, nerede olduğundan emin olayım, acaba bir başkasıyla mı birliktesin? Oysa iki taraf da birbirine ilan-ı aşk etmiş, sevdiğini söylemiş ama patolojik, bir türlü emin olamıyor. Kaybetmekten de çok korktuğu için ilişkiyi yıpratmaya başlıyor. İşte burada sağlıklı aşk diyemeyiz. Kendi kuyusunu kazıyor. Çok seviyorum ama seni kaybetmeme neden olacak şekilde aşırı kıskanıyorum, seni kontrol etmeye çalışıyorum, seni hobilerinle baş başa bırakmıyorum. Seni kendini geliştirme imkanlarından mahrum ediyorum, sürekli yanımda taşımak istiyorum ama aşığım. Şimdi buna sağlıklı bir aşk diyebilir miyiz?

 

- Kara sevda ve aşk aynı şey mi?

 

- Kara sevda eski bir tabir. Günümüzde bunun adı toksik ilişki oldu aslında. Toksik ilişki nedir? Herkesin ağzında. Bitmesi gereken bir ilişkiyi bir türlü bitirememek. Burada kişi neden sevdiğini bile farkında değil. Nesini seviyorsun? Bu sorunun yanıtı bile yok. Kara sevdada ya da toksik ilişkide bu sorunun cevabı yoktur. Tabii ki az önce söylediğim sağlıklı aşktan bunu ayırt etmek gerekir

 

- Hastalıklı aşktan kurtulmak mümkün mü?

 

- Bundan kurtulmak için kendini geliştirmek gerekir, bundan kurtulmak için kendini tanıman gerekir. En başta aşk nedir sorusuna cevap verirken ‘bir ihtiyaçtır’ dedik. Neyin ihtiyacıdır? Mesela, bir hastam sürekli çok güçlü insanlara, çok güçlü erkeklere aşık oluyor. Kariyer açısından güçlü, boy pos açısından güçlü birçok açıdan güçlü erkeklere aşık oluyor. Dönüp bakıyorsun geçmişinden itibaren kendisi güçlü bir kadın olmak istemiş. Ancak 30 yaşına gelmiş olmasına rağmen hala güçlü bir kadın olduğuna tam ikna olmuş değil. Hala gözü yükseklerde. Hala bir şeyler başarmak istiyor hala kendini yeterli bulmuyor. Şimdi bu kadın aslında kendinde olmayanı gördüğünde aşık oluyor. Kendinde olmadığını düşündüğü şey neydi? Güç. Gücü karşıda gördüğü zaman ona aşık oluyor. Buradan yola çıkarak belki aşkın şöyle bir tanımını da yapabiliriz. Aşk bende olmasını istediğim ama bende olmayan bir şeyi gördüğümde hissettiğim duygudur.

 

- O zaman birbirini tamamlamak söz konusu aşkta?

 

- Bir düzeye kadar bu iyi bir şeydir. Mesela kim kime aşık olur? Mesela obsesif histrionik birine aşık olur. Obsesif nedir? Mükemmel, titiz, kuralcı, her şeyi kuralına kitabına göre yapan. Bir şeye baktığında sürekli hata bulan insan. Baktığı yerde sürekli düzeltilecek bir şey bulan insan. Onun hayatı çok sıkıcı. Düşünsene sürekli kurallara uyuyor. Bun insanın hayatı o kadar sıkıcıdır ki histrionik birisini gördüğü zaman, histrionik duygularıyla hareket eden kişidir, kadın ya da erkek fark etmez bundan bağımsız olarak söylüyorum. Histrioniklerin çoğu kadındır ama bunun sebebi ayrı tartışma konusu. Histrionik birisi ise küçücük şeylerden kendine eğlence çıkarabilir. Evet kolay üzülür ama kolay da sevinir. Mükemmeliyetçi gibi detaylara takılmaz, daha spontane yaşar. Her şeyi düzenleyeceğim diye çalışmaz. ‘Bulaşıkları bu akşam boş ver, biz balkonda birlikte keyif çayı içelim’ der. Bu karakterin rahatlığı obsesife çekici gelir. Bu karakter obsesifi niye çekici buluyor? Onun hayatına düzen getireceği için. Duygu iniş çıkışlarından o da muzdarip o da kendi hayatında düzen istiyor.

 

- O zaman insan zıttına mı aşık olur?

 

- Böyle de bakabilirsin olaya. Zıtlar birbirine bu yüzden çekici bulur. Ama birlikteliği uzun vadede iyi midir? Değildir çünkü bir taraftan olmak istediğin bir taraftan benzemek istediğin, bir obsesif olarak rahatlamak istiyorsun ama diğer taraftan onun duygusallığı onun fazla rahatlığı bana batmaya başlar. Kaldıramam, yorulamam. O da benim titizliğimden, kuralcılığımdan yorulur. Der ki ‘hadi kalk Çeşme’ye gidelim’. Obsesif ne cevap verecek buna? Saat geç oldu bu saatte Çeşme’ye mi gidilir? Diğeri için önemli değil. Farklılıklar, zıtlıklar da diyebilirsin. Zaman içinde ilişkide küçük küçük yormaya başlıyor. İlk görüşmede söylediğim şey şudur, ister bireysel ister çift olarak gelsin fark etmiyor, sizden isteğim bu ilişkinizdeki problemi ikiye bölün. Herkes kendini sorgulasın, nerede yanlış yapıyor baksın. O zaman bu ilişki düzelir.

 

- Terapiye gelenler çoğaldı mı?

 

- Çoğaldı diyebiliriz. Terapiyi işin içine katarsak işin içine ekonomik yük ya da zahmet de beraberinde geliyor, bu azalmayı da getirebilir. Terapi artık yadırganacak, damgalanacak bir şey olarak görülmüyor, daha sıradan problemler için terapiste gidebiliyorlar. Yine de yeterince gidiyorlar mı? Hayır. Ben aşık oldum evleneceğim. Tam o aşamada bir insanın terapiste gidip ‘Doktor Akif Bey ben aşık oldum, beni bir tedavi eder misiniz?’ dediğini pek duymadım.

 

- İlişkilerde sorun olunca geliyorlar o halde?

 

- Evlenecek, aradan zaman geçecek. 2-3 yıl geçecek artık yorulacak. Evliliğin yirminci yılında gelenler de var ama genelde evliliğin üçüncü ila beşinci yılları boşanma oranlarının en çok arttığı yıllardır. Neden? Birçok sebep var, ilk üç beş yıl içinde yaptığı yanlışı fark eder, mantığıyla duygularını karşılaştırdığı zaman mantığı ağır basmaya başlar. Biraz da ilişkideki monotonluk devreye girer. Kişi artık hala seviyor olsa bile sevdiğini düşünse de mantıklı tarafı ağır basıp ilişkiyi bitirebilir. Mantığı ağır basıp bir son çaba gidelim bir psikolog, psikiyatristten yardım alalım diye düşünebilir ama evlenmeden önce gelip ‘Ben evleneyim mi evlenmeyeyim mi’ sorusunu bana şimdiye kadar soran 2 çift oldu, 30 yıldır bu işin içindeyim. Biz evlenelim mi, evlenmeyelim mi diye soran pek olmaz.

 

- Gelsinler mi?

 

- Gelebiliyorlarsa gelsinler ama ben geleceklerine çok ihtimal vermiyorum.

 

- Neden gelsinler, gerekli mi?

 

- Bir kesme noktası aldık, bir noktadan sonra patolojik dedik. Nereden biliyorsun senin aşkının normal sınırlarda mı kaldığını yoksa patolojik mi olduğunu? Aşkın yüzünden yanlış bir karar verip vermediğini nereden biliyorsun? Bir şair demiş ki aşk görmekle başlar, görmemekle büyür. Yani gerçekler aşkın düşmanıdır. Sen aşık olduğunu düşünüyorsan muhtemelen körsün, muhtemelen görmen gereken bazı şeyleri görmüyorsun. Dışarıdan birisinin sana görmen gerekenleri göstermesi lazım. O yüzden tabii ki aslında ideal noktada aşık olduğun kişiyle evlenmemen gerekir ya da aşkın geçtikten sonra hala evlenmek istiyorsan o zaman doğru kararı veriyorsun demektir.

 

 

YARIN:

AŞKIN ÖMRÜ VAR MI?

İLK GÖRÜŞTE AŞK OLUR MU?

BİR İNSAN KAÇ KEZ AŞIK OLUR?

NEFRET AŞKA, AŞK NEFRETE DÖNÜŞÜR MÜ?

 

 

 

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz