Kılıçdaroğlu sansür yasanının 116. Yılında İzmir'de konuştu: Medya susarsa tarikat yurtlarında istismar edilen çocuklar susar

CEMRE YUVARLAK/EGELİ GAZETE- İzmir'de Basın Özgürlüğü ve Medya Araştırmaları Derneği’nce (BAMAD) sansürün kaldırılışının 116. yılı vesilesiyle düzenlenen ‘Basın Özgürlüğü Buluşması’da “Sansürün Kaldırılışının 116.Yılı ve Demokrasi Mücadelesi” konulu oturuma CHP’nin önceki dönem Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı. Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç moderetörlüğünde yapılan oturumda Kılıçdaroğlu  yoğun kalabalık ve "Halkın umudu Kılıçdaroğlu" sloganları ile karşılandı.

"MEDYA SUSARSA TARİKAT YURTLARINDA İSTİSMAR EDİLEN ÇOCUKLAR SUSAR"

"Üniversitelerin yönetsel özerkliği, mali özerkliği, bilimsel, yönetsel özerkliği olmalı" diyen Kılıçdaroğlu "Dekanı bile hocalar seçemiyorlar. Milletvekili özgür iradesiyle konuşabilmeli. Eğitim sistemini sil baştan ele almak zorundadır. Sihirli kelime meraktır. Eğitimin çağadaş olması lazım. Medyanın üzerinden ellerin çekilmesi lazım. Demokrasi için türk hukuk sisteminin darbe hukukundan arındırılması lazım. Medya  susarsa ne  olur? Medyanın büyük sıkıntılar yaşadığını  biliyorum. Kalemini satmayanlarıda biliyorum. Parasını verince istediğini yazanlara gazeteci demiyoruz. Medya susarsa tarikat yurtlarında istismar edilenler susar. Parasızlıktan intihar eden babalar susar.  Yoksul ve ayakkabısı olmayan çocuklar susar. Geçinemeyen emekli susar. Umutssuz babalar anneler susar. Ayşe Ateş, Saniye Ateş susar. Medyanın susmaması lazım. Bir kereden bir şey olmaz diyen rezil zihniyet konuşur" diye  konuştu.

"KALEMİNİ SATMAYAN GAZETECİLER BAŞIMIZIN ÜZERİNDEDİR"

Sözü alan Kılıçdaroğlu, Hayatını gazetecilikle kazanan gazetecileri anarak sözlerine başladı. "Kalemini satmayan gazeteciler her zaman başımızın üstündedir. Onlara saygı duymak herpimizin görevidir. Türkiye'de demokrasi var mı? Bunu düşünmeliyiz. Elinde kalemi olan gazeteci de yazarken düşümüyor. Acaba yarın beni hapse atarlar mı diye. Tek adam rejmi Türkiye için felaket ola bir rejimdir. Yargı olmaz TBMM olmaz fiilen olmaz. Bir Anayasamız var birde Anayasa Mahkemesi bu kurumun alacağı kararlar uygulanır. Can Atalay konusu... verdiği karları uygulamayan alt mahlkeme var. Dolaysıyla bu tablo kaldırılacak tablo değildir. Her birmizin dikkatli ve duyarlı olması lazım. Anayasa Mahkemesi kararı uygulamadığı zaman ne parlemantodan ne bi yerden ses çıkıyor. Baro başkanı konuştuğu zaman Başkanın sesi kesiliyor. Yaşadığımız tablo düşünce özgürlüğünün olmadığını kanıtlıyor. Herkes saraydaki gibi düşünmek zorında değil. Herkes istediği gibi düşünebillir" dedi.

"ERDOĞAN NAMUSU VEŞEREFİ AYAKLAR ALTINA ALAN BİRİDİR"

Yürütme organı başı Cumurbaşkanı ve yemin metni vardır. Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı olmak... Erdoğan bu maddeye bağlı mıdır? değildir. And içtiği metne sadık kalmazsa o görevi yapmıyor demektir. Görevimi tarafsizlıkla yerine getireceğime and içerim diyor metinde. Partili bir Cumhurbaşkanı olmaz. Namusu ve şerefi  ayaklar atına alan bir kişi.

"YOLSUZLUĞU SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA OLMAZ DİYE YASA ÇIKARDILAR"

Yasama organı yani TBMM sanıyorlar ki bu demokrasinin temel taşlarından biridir. Ama maalesef öyle değil. Bu parlemento dünyanın hiç bir yerinde görünmeyen bir yasaya imza attı. Yolcusuzluk olduğu zaman soruştuma ve kovuşturma yapılamaz diye yasa çıkardı. Tasarruf mevduatı sigorta  fonunda soruşturma ve kovuşturma yapılamaz diye yasa çıkardılar. Yani o ne derse o olacak. Gazi meclis Mustafa Kemal'in meclisidir.  Bu meclise Gazi meclis asla ve asla denemez. Bağımsız değildir. Can Atalay seçildi. Hakimler Milletvekili olmasında sakınca bulmadı. Mecliste adı okundu. İnsan Hakları Komisyonuna üye olarak seçildi. Ama meclise gelemedi.

"ÇIKARDIKLARI YASADAN HABERLERİ YOK"

Ne yapmalıyız hangi hedeflere kilitlenmeliyiz? Türkiye darbe  hukukundan arındırılmak zorundadır. Sİyasi ahlak yasası çıkmalıdır. Ahlak dersi veriyorlar ama Milletvekilleri ihanet takipleri yapıyorlar. Çıkardıkları yasadan haberleri yok.  Bu tablo demoktasiye kasteden bir tablodur.

"DEVLETTE LİYAKAT YOK"

Kamuda liyakat sistemi olmalıdır. İşi ehline vereceksiniz. Devlet liyakat üzerine inşaa edilir. Devlette şuan liyakat  yok. Bu tabloya bakıldığı zaman devlet kurumlarının tahrip edildiğini görüyorsunuz. Devletin kadroları sıradan kadrolar değildir. Her kurum denetlenme zorundadır. TBMM Türkiye Varlık Fonunu Denetleyemez. O kurumlarda ne olupr hiç birimizin haberi yok. Pek çok yer alan denetim dışında. Yasalar uygulanmıyor. Devletin vatandaşına sevgiyle saygıyla yaklaşması lazım. Devlettin sosyal devlet yani devlet ana olması lazım.

"BEŞLİ ÇETELER BU ÜLKEYE NE KADAR VERGİ VERDİ?"

Hepimiz vergi  veriyoruz. Çocuk doğduğu andan itibaren vergi öder. Kim nereye harcıyor? Bu soru sorulmuyor. Bu yüzden demokrasi gelişmiyor. 5'li çeteler bu ülkeye ne kadar vergi ödedi ben bunu öğrenmek istiyorum ama öğrenemeyiz. Onlar koruma altında. Vergi  konseyi kururlmak zorundadır. Harcanan verginin hesabını soruyorsunuz.

Basın Konseyi Başkanı Türenç, Sansür yasasının kaldırılmasının 116.Yılından bahsederek,  Türk basının dünya bazında utanılack derecede kötü durumda olduğunu ifade etti. Hayvan haklarına değinen Türenç, "Meslekdaşlarıma dokunan olursa hayvan haklarına kalkınanlar gibi bu anlamda da herkes ayağa kalksın istiyorum. Bir gazetecinin hayvan kadar değeri yok mu?" diye konuştu.