Tugay’ın başarısı: Çevre Bakanlığını İzmir Körfezi’ne soktu

Ünlü tarihçi ve coğrafyacı Strabon (MÖ 63-MS 23) Meles deltasına dikilmiş bir anıt üzerindeki yazıtta, 2 bin yıl önce Meles çayı ve İzmir’i (Smyrna) şöyle tanımlar:

 “Meles nehri kent surunun yanı başında akar. Kentte bir de gereğinde kapatılan bir liman bulunmaktadır. Ama Smyrna’nın pek de küçümsenmeyecek bir kusuru vardır; sokaklara taş döşeyen mühendisler yer altında bir kanalizasyon sistemi yapmayı ihmal etmişler. Bu nedenle pislik (koku) özelikle yağışlı havalarda yol yüzeyini kaplamaktadır.”

18 Şubat 1955 tarihli Milliyet gazetesi ise haberinde şunları yazıyor: 

“İzmir Belediyesi’nin pejmürde kılıklı, elbiseleri soluk renkli temizlik ekipleri nedense bu mıntıkaları az ziyaret eder. Boğaziçi’nin yeşil mavi denizi İstanbulluya her zaman için yeni bir hayat kaynağıdır. İzmir Körfezi ise sanki lağım kanalları için açılmış bir mecradır. İstanbullu dilber Boğaziçi’nde denizi kucaklarken, İzmirli delikanlı yazın kirli sularda kulaç atmaktan kaçınmaz.”

***

İki bin yıl geçti ama İzmir’in o kusuru giderilemedi. İzmir’de 2024 yılında birinci gündem maddesi yine Körfez kirliliği.

Hem de ne kirlilik. İç Körfez’de balıklar için bir nefeslik bile oksijen kalmamış.

İç Körfez’in her yerinden sürüler halinde balık ölüleri çıkıyor. Hiçbir analize gerek olmadan çıplak gözle ve çıplak burunla Körfez’deki kirlilik görünüyor, koklanıyor.

Uzun yıllardır “Körfez temizleniyor” söylemi kocaman bir palavraymış.

Bunun böyle olduğunu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay tarihi bir toplantıyla açıkladı.

Madde madde neden böyle olduğunu, bu duruma nasıl gelindiğini hiçbir bilgiyi saklamadan açık açık kamuoyuyla paylaştı.

***

Anlaşıldı ki İzmir Körfezi’nin bu durumda olmasının çok sayıda sebebi var ve birden fazla kurum sorumluluklarını yerine getirmemiş.

Büyük Kanal Projesi’nde 2008 yılında bitmesi gereken 4. Faz Arıtma 2004 yılı sonuna gelmemize rağmen henüz inşaat aşamasında.

En az 10 yıl önce bitmesi gereken ayrık sistem (Yağmur suyu kanallarının tamamlanması) konusunda ciddi eksikler var.

İzmir Körfezi’nin kendi kendini temizleyeceği tezi doğru değil. Sirkülasyonu sağlayacak kanalın yapımı şart.

Körfez’deki balık ölümlerine neden olan algler Liman’a gelen gemilerle başka denizlerden gelmiş. Yani İzmir Limanı taşınmadan Körfez’de balıklara da insanlara da rahat yok.

Alaybey’deki tersanedeki çalışmaların atıkları Körfez’e zarar veriyor.

 

***

Bütün bunlar tamam. Ama Cemil Tugay’ın o toplantıda söylediği en önemli söz Körfez’deki sorumluluğun Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına ait olduğu gerçeğiydi.

Bu açıklama ilk defa bir belediye başkanı tarafından ısrarla ve açıkça ifade edildi ve dahası karşılık buldu.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum İzmir’e kadar gelerek Körfez’in temizliği için eylem planı açıklamak zorunda kaldı.

İlk defa Bakanlık Körfez temizliği konusunda birinci derece sorumluluğu olduğunu kabul etti ve topa girdi.

Cemil Tugay, henüz 5 aylık belediye başkanı. Körfez’deki durumdan hiç mi hiç sorumluğu yok aslında.

Kısmet olursa 5 yıl sonra onun da yaptıklarını ya da yapamadıklarını yazarız.

Ama bugün çok büyük bir iş başardı. İzmir Körfezinin durumundan birinci derece sorumlunun Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olduğunu herkese kabul ettirdi.

Bundan sonra “İzmir kokuyor” denince gözler ilk olarak Bakanlığa çevrilecek.